‘Yadigarı’ projesinin tanıtım toplantısı İSTANBUL Valiliği tarafından gerçekleştirildi. Tanıtım toplantısında konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, yaklaşık 3 yıl içinde bin tarihi eserin restore edileceğini söyledi. Toplantıda konuşan Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, tarihi Suriçi’ne dikkat çekerek çalışmaların oradan başlaması gerektiğini belirtti.
İstanbul Valiliği, İstanbul’daki bin tarihi eserin yeniden canlandırılması için Yadigâr Projesini hayata geçiriyor. Proje kapsamında İstanbul’daki bin tarihi eser restore edilecek olup şu ana kadar 225 eserin onarımına fiilen başlandı. Proje kapsamında restore edilecek eserlerin bulunduğu ilçelerin belediyeleri ve valilikleri ortak çalışma yürütecek. Projenin İstanbul Valiliği’nde gerçekleştirilen tanıtım toplantısına İstanbul Valisi Davut Gül, Prof. Dr. İlber Ortaylı, çalışmaların canlandırılacağı ilçelerin kaymakamları ve belediye başkanları, ilgili kurum yöneticileri, üniversite temsilcileri, Türkiye’den önemli isimler katıldı. tarih ve sanat dünyası katıldı.
Tanıtım toplantısında konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, projeyle ilgili şunları söyledi: “Atalarımızdan miras kalan bu eserleri korumak ve gelecek nesillere bırakmak birinci önceliğimizdir.” Vali Gül’ün konuşmasının ardından, moderatörlüğünü İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı ile ‘Yadigarı’ başlıklı bir röportaj gerçekleştirildi. Söyleşinin ardından kaymakamlar ve belediye başkanlarıyla birlikte canlandırılacak çalışmaların yer aldığı protokolün imza töreni gerçekleşti.
“İLK ÖNCELİĞİMİZ BU İŞLERİ GELECEK NESİLLERE BIRAKMAK”
İstanbul Valisi Davut Gül, ilçe belediyeleriyle iş birliği yapılacağını belirterek, “Önemli bir güne, tarihi bir güne tanıklık ediyoruz. Öncelikle Fatih’ten, atalarımızdan kalma bu eserleri korumak birinci önceliğimizdir. gelecek nesillere bırakmaktır. Bu sefer yapmak istediğimiz çalışma ilçe belediyelerimizle birlikte.” “Güçlerimizi, kaynaklarımızı birleştirerek daha fazlasını, daha hızlı ve daha etkili yapmak istiyoruz. Bu işlerin önemli bir kısmı vakıflara ait. Bir kısmı da diğer kurumlara ait.” Sanki konuşuyordu.
“344 SANAT ESERİ RESTORE EDİLDİ”
Proje hakkında bilgi veren Gül, 225 eserin restorasyonuna başlandığını belirterek, “Yatırım İzleme ve Uyum Başkanlığı (YİKOB) 2014 yılında kuruldu. Şu ana kadar 136’sı çeşme, 208’i diğer eser olmak üzere toplam 344 eser, Restore edildi. Yaklaşık 3 yılda yaklaşık bin eser ortaya çıktı.” Eserleri restore edeceğiz. Bin eserden 148’i çeşme, 77’si diğer sivil mimari eser olmak üzere 255’inin fiilen yapımına başlandı. Bin projemizin 225’i için ilçe belediyelerimizle protokol imzaladık, ilçe belediyelerimizle mali ortaklığımız var. Projelerin yürütülmesinde katılımımız var. Bu 1000 eserin 180’i şu anda kayıptır. Bu ne anlama gelir? Orada tescilli bir bina var, kayıtları var ama bir şekilde o çalışma ortadan kaybolmuş. Dolayısıyla 180 eserimizi aslına uygun olarak yeniden inşa edeceğiz. “Emeği geçen meslektaşlarımıza, ilçede bunu koordine edecek kaymakamlarımıza, birlikte çalışacağımız belediye başkanlarımıza, teknik destek sağlayacak üniversitelerimize, savunma meclislerimize, vakıflar bölge müdürlüğümüze ve diğer kurumlarımıza teşekkür ediyorum. Tekrar birlikte çalışacağımız kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor, projemizin hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.
“İSTANBUL İÇİN DENETİM SİSTEMİ KURULMASI GEREKİYOR”
İstanbul için atılması gereken bazı adımlardan bahseden Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Tabii ki bu kendini kurtarmakla ilgili. İstanbul doğal olarak köprü gibi iki yarımadadan oluşan bir şehir olduğu için nüfusu da oldukça kalabalık. Jeolojik yapısı yol yapmaya uygun değil. Trakya kesimi uygun. Anadolu kesimi değil. Bu masrafı kimse kaldıramaz. İkincisi, “Burada bu kadar uzun süre yaşamak, bırakın su kaynaklarını, jeolojik sorunlar bile yaratıyor. Nüfus azaltılacak, bunlar mevcut hükümetin bile çok uzun bir süre boyunca hazırlayacağı planlar. Bu ulusal bir sorundur. Elbette İstanbul için bir denetim mekanizmasının kurulması gerekiyor.” dedi.
“SURİCİ İSTANBUL İÇİN FARKLI BİR NOKTA, BURADAN BAŞLAMALI”
Tarihi eserlerin restorasyon çalışmalarının Surlariçi Şehir’den başlaması gerektiğini belirten Ortaylı, “Zamana ve zamana hakim olanın hiç şüphe yok ki haklıdır. Milletin mirası, milletin hukuku, hakları ve tarihi bunun önündedir. Surlu Şehir içindeki bir grup üretim noktasının buradan kaldırılması gerekiyor. Çünkü onları kimyada kullanıyorlar.” Artık eski ortaçağ ustaları gibi değiliz. O kimya kullanıldıkça bu şehir yok ediliyor. Surlarla çevrili İstanbul yani Dersaadet ise bir başka nokta. Çalışmanın buradan başlaması gerektiğini düşünüyorum. Buradan başlarsanız bütçe ve idari yetkiyi kullanma becerisi açısından daha az düşünmenizi sağlayacaktır. Bu çok zor bir iştir. Bir mekanı temizlemek daha az soruna neden olabilir ama bunun sonucunda ortaya çıkan güzellikler, eserler ve yeni görünüm milleti memnun etmeye başlar. Size hak verecek ve sizi destekleyecektir. Hiçbir gelişme görmeyenler neden İstanbul projesine katkıda bulunsun? Sokakta yaşayan insanın tarih bilgisi sınırlıdır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi sonludur.” dedi.
