Abdüllatif Şener’den Bakan Varank’a: “Bu Otomobil Dediğiniz Şey 20’nci Yüzyılın Başlarında Yeryüzünde Dolaşmaya Başladı”
CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a, “Bu otomobil dediğiniz şey 20’nci yüzyılın başlarında yeryüzünde dolaşmaya başlamış. 100, 120 yıl sonra araba ürettiğimizi söylemek çağı yakaladığımız manasına gelmiyor. O kadar büyük bir mana taşımıyor. Fakat bununla birlikte yerli olarak ne üretilirse biz onunla onur, gurur duyarız. Fakat global rekabet dediğiniz şey, ileri, en ileri teknoloji demektir” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçe kanun teklifi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüyor.
CHP milletvekili Abdüllatif Şener, Sanayi Bakanı Mustafa Varank’ın “Coğrafi işaretlerimizin memleketler arası seviyede korunmasına da özel kıymet veriyoruz. Antakya Künefesi, Avrupa Kurulu Resmi Gazetesi’nde ilan edilerek Avrupa’da tescil etabına gelen son eserimiz oldu” açıklamasını, şöyle değerlendirdi:
“Sayın Bakan sunuşu sırasında Antakya Künefesi konusunda değerli bir gelişme olduğunu; Avrupa Kurulu Resmi Gazetesi’nde ilan edilerek Avrupa’dan tescil kademesine geldiğini tabir etmişlerdir. Günaydın sayın Bakan. Yeni mi uyandınız, yeni mi hatırladınız? Sizin devr-i iktidarınızda Yunanistan ne kadar Türk eseri varsa bu dediğiniz tescili kendi ismine yaptırdı. Bugün tescil edilen döner, Yunan döneri, Türk kahvesi, yoğurt. Yoğurt ya, Türk yoğurdu diye satmak mümkün değil; Yunan yoğurdu diye yazıyor hepsinin üzerinde. Tavlayı bile kaptırdınız; künefeyi kurtardık diye övünüyorsunuz. Sizden evvel baklavayı Gaziantep Ticaret Odası kurtarmış aslında.”
“BU ARABA DEDİĞİNİZ ŞEY 20’NCİ YÜZYILIN BAŞLARINDA YERYÜZÜNDE DOLAŞMAYA BAŞLADI”
Türkiye’deki otomotiv endüstriye değinen CHP’li Şener, “Türkiye’de üretilen öbür isimlerle araba var. Yeni bir arabamızın daha olmasından memnunluk duyarız. Olumlu bakıyorum ben. Bir arabanın üretimi, bir kişinin icra ettiği bir şey değil, 100 binin üzerinde patentle oluşmuş bir gelişmedir. Bu araba dediğiniz şey 20’nci yüzyılın başlarında yeryüzünde dolaşmaya başlamış. 100, 120 yıl sonra araba ürettiğimizi söylemek çağı yakaladığımız manasına gelmiyor. O kadar büyük bir mana taşımıyor. Ancak bununla birlikte yerli olarak ne üretilirse biz onunla onur, gurur duyarız. Ancak global rekabet dediğiniz şey, ileri, en ileri teknoloji demektir. Dünya bir adım gidiyorsa, siz yarım adım giderseniz geride kalırsınız” diye konuştu.
“BU ATOMİK SAATİ BULDUNUZ, NE YAPACAKSINIZ?”
“Atomik saat” çalışmaları üzerine ise Abdüllatif Şener, şu eleştirileri yaptı:
“Bu da yeni bir şey değil. Bu da çok eski. Yıllardır dünya bunu üretiyor. Bakın ta 1915’te Einstein, özel görelilik teorisini ortaya attı. Uzayda belli hızla giderseniz zaman az işliyor dedi. Sonra bir gökbilimci hesabını yaptı ve şöyle bir örnek verdi. İkiz kardeş düşünün, biri füze ile uzaya çıktı, ışık hızının yüzde 99,995’i süratiyle 6 ay uzayda dolaştıysa ve bu ikiz kardeşlerin başlangıçta yaşı 20 ise yere indiğinde daha uzaydaki 21 yaşına varmamışken yer yüzündeki kardeşi 50 yıl yaşlanmış oluyor. Yani 70 yaşında oluyor. Hesaplayan bilim adamı, şayet uzaydaki kardeş, ışık suratının yüzde 98 ile dolaşmış olsaydı 2 buçuk yıl genç kalacaktı yerdekine nazaran diyor. Yüzde 87’si hızıyla dolaşırsa bu bir yıl fark edecekti diyor. Bu teorik bir şey midir? Yoksa fiilen de böyle midir diye 1971’de iki bilim adamı, sizin yapmaya çalışıyoruz dediğiniz atomik saatlerden alıyorlar, birini bir havaalanına birini bir uçağa koyuyorlar, uçak doğudan batıya dünyayı dolaşıyor. İniyor. Saatleri karşılaştırıyorlar. Saniyenin milyarda biri kadar yeryüzündeki saat daha ileri gitmiş. Yani uçak suratı dediğiniz saatte 900 kilometredir. Bu atomik saat, o milyarda 59’luk farkı tespit etmiş durumda. Teori de bu türlü katılaşmış oluyor. Siz artık bu atomik saati buldunuz, ne yapacaksınız? Yeni bulmadınız.”
